Editörün Seçtikleri

Bu bölümde sizin için seçtiğimiz etkileyici kıraatleri (mealiyle birlikte) paylaşacağız inşaallah. Etkilenmek, düşünmek, hissetmek ve “ağla/anlamak” temennisiyle…

Okuyan: Mishari Al Afasy / Okunan: Fussilet 19-36
[Fatiha’dan sonra okuduğu kısmın meali videonun altında, okumadan geçmeyelim…]

19. Allah’ın düşmanları, ateşe sürülmek üzere toplandıkları gün, hepsi bir araya getirilirler.
20. Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir.
21. Derilerine: Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz? derler. Onlar da: Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu. İlk defa sizi o yaratmıştır. Yine O’na döndürülüyorsunuz, derler.
22. Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah’ın bilmeyeceğini sanıyordunuz.
23. Rabbiniz hakkında beslediğiniz zan var ya, işte sizi o mahvetti ve ziyana uğrayanlardan oldunuz.
24. Şimdi eğer dayanabilirlerse, onların yeri ateştir. Ve eğer (tekrar dünyaya dönüp Allah’ı) hoşnut etmek isterlerse, memnun edilecek değillerdir.
25. Biz onlara birtakım arkadaşlar musallat ettik de onlar önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bunlara süslü gösterdiler. Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cinler ve insanlar için (uygulanan) azap onlara da gerekli olmuştur. Kuşkusuz onlar hüsrana düşenlerdi.

Kötü arkadaşların inanmayanlara süslü gösterdikleri şey, dünya işleridir. Çünkü dünyanın yalnız maddi menfaat ve nefsani isteklere uygun tarafını görürler ve sadece onu isterler. Ahiret işlerini de arkalarına atarlar. Dirilme ve hesabı inkar etmekle rahata kavuşacaklarını telkin ederler.

26. İnkâr edenler: Bu Kur’an’ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın. Umulur ki bastırırsınız, dediler.
27. O inkâr edenlere şiddetli bir azabı tattıracağız ve onları yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız.
28. İşte bu, Allah düşmanlarının cezası, ateştir. Ayetlerimizi inkâr etmelerinden dolayı, orada onlara ceza olarak ebedî kalacakları yurt (cehennem) vardır.
29. Kâfirler cehennemde: Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster de aşağılanmışlardan olsunlar diye onları ayaklarımızın altına alalım! diyecekler.
30. Şüphesiz, Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin! derler.

Melekler, ayette vasıfları belirtilen müminlere, zikredilen müjdeleri ölüm sırasında vereceklerdir. Bunu Hz. Ebu Bekir, söz ve davranışla düzgün olmak; Hz. Ömer münafıklık etmemek; Hz. Osman, amelde ihlaslı olmak, Hz. Ali, farzları eda şeklinde yorumlamışlardır. Meleklerin, “korkmayınız” müjdesi, ölüm sonrası ve geçmiş amellerle ilgilidir. “Tasalanmayınız” diye müjdeleri ise, geride bırakılan evlat ve aile ile ilgilidir.

31. Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız.Orada sizin için canlarınızın çektiği her şey var ve istediğiniz her şey orada sizin için hazırdır.
32.Gafûr ve rahîm olan Allah’ın ikramı olarak.
33. (İnsanları) Allah’a çağıran, iyi iş yapan ve “Ben müslümanlardanım” diyenden kimin sözü daha güzeldir?

Ayette vasıfları anlatılan zat, Resulullah (s.a.)’dır. Bazılarına göre ayet müezzinler hakkında nazil olmuştur. Allah’ın davetine uyan ve insanları da uymaya davet eden herkesin de bu vasfın sahibi olacağı belirtilmiştir.

34. İyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.

Kötülük, en güzel haslet ne ise onunla önlenir. Mesela gazaba sabır, bilgisizliğe hilim, kötülüğe af ile karşılık verilir.

35. Buna (bu güzel davranışa) ancak sabredenler kavuşturulur; buna ancak (hayırdan) büyük nasibi olan kimse kavuşturulur.

Şeytandan gelen kötü düşünce, şeytanın insanı güzel tutum ve davranışlardan uzaklaştırmak için verdiği vesvesedir.

36. Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın. Çünkü O, işiten, bilendir.



Ekrem Ulus

Mehmet Zahid Kotku Camii imam hatibi hafız Ekrem Ulus’un kalplere huzur veren tilaveti (Ahzab: 38-48 , Saff: 6-8)

12 Rebiülevvel 1432 – 14 Şubat 2011, Haliç Kongre Merkezi, BİNDER tarafından yapılan MEVLİD 1432 – el-Beşir (s.a.v) programı

http://www.youtube.com/watch?v=tv7gtWxu7HY

OKUNAN AYETLERİN MEALİ:

AHZAB SURESİ

38. Allah’ın kendisine farz (ve takdir) buyurduğu şeyler(i yerine getirme)de Peygamber’e hiçbir vebal yoktur. Daha önce geçen (peygamber)lerde de, bu, Allah’ın âdeti olarak böyledir. Allah’ın emri takdir edilmiş bir kader (ve kat’î bir hüküm)dür.

39. (Peygamberler) öyle kimselerdir ki, Allah’ın gönderdiklerini tebliğ ederler, Allah’dan korkarlar ve O’ndan başka hiçbir kimseden korkmazlar. (Dinlemeyenlere) hesap görücü olarak Allah yeter.

40. Muhammed, adamlarınızdan hiçbirisinin babası değildir; fakat o Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

41. Ey iman edenler! Allah’ı çok anın (zikredin).

42. O’nu, sabah akşam tesbih edin. [bk. 30/17-18]

43. Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, üzerinize rahmetini gönderen O’dur ve (sizin için) bağışlama dileyen de melekleridir. (Allah,) mü’minlere çok merhamet edendir.

44. (Mü’minler,) O’na kavuştukları gün, (Allah’ın) onlara yönelik iltifatı “selam”dır. (Allah) onlara şerefli bir mükâfat hazırlamıştır. [bk. 10/10; 36/58]

45-46. Ey Peygamber! Muhakkak biz seni, (ümmetin üzerine) bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hem de Allah’ın izniyle, bir davetçi ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik.

47. (Resûlüm!) Mü’minlere, Allah’dan kendilerine, cidden büyük bir lütuf verileceğini müjdele!

48. Kâfirlere ve münâfıklara itaat etme, onların sana verdikleri eziyetlere (şimdilik) aldırma, Allah’a güvenip dayan. Koruyucu olarak Allah (sana) yeter.

SAFF SURESİ

6. Hani Meryemoğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size gönderdiği peygamberiyim. Benden önce gelen Tevrat’ı tasdik edici ve benden sonra gelecek, adı Ahmed olan bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim” demişti. Fakat o (müjdelenen peygamber) apaçık delillerle kendilerine gelince: “Bu açık bir sihirdir.” dediler. [bk. 2/146; 6/20]

7. Kendisi İslâm’a davet edilirken (ona geleceği yerde,) Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalim kim vardır? Allah, zalimler topluluğunu doğru yola (ve başarıya) erdirmez.

8. (Onlar) Allah’ın nurunu (güya) ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Halbuki Allah, kâfirler hoşlanmasa da nurunu (İslâm dînini) tamamlayacak (gayesine ulaştıracak)tır.